Karadeniz'in sahili, Samsun'un denizi,
Bilene, tanıyana;
Cennet gibidir.
Doğasıyla, kumsalıyla büyülüdür.
Kilometrelerce sahiliyle herkese kucak açabilecek kadar uzundur.
Denizi ise tertemiz ve berraktır.
Hem ağaç altında piknik yapıp hem de serinlemek için idealdir.
Ama aynı Karadeniz sahili;
Bilmeyene, tanımayana;
Hele de dalgalı, rüzgarlı olduğunda oldukça hırçındır.
Tanımadığı denizde açılmak isteyenler için tehlikelidir.
Dalgalı, rüzgarlı ve bulanık suyun olduğu yerlerde, rip akıntıları ile ölümcüldür.
Dip derinlikleri değiştiğinden, sığ yerlerde bile acemi yüzücüler için boğulma vakalarına neden olabilir.
Sadece Samsun'da değil Karadeniz'in birçok sahilinde, Karadeniz, hırçın olduğu zaman dikkat edilmesi gereken bir denizdir.
Ve işte Karadeniz hemen her yıl olduğu gibi, bu yıl da can almaya devam ediyor.
Yürekleri yakıyor.
Tatil keyfi cehennemi yaşatıyor.
Özellikle komşu illerden, ilçelerden ya da Ankara, Bursa gibi farklı illerden ve yurt dışından gelenler, çok tanımadığı Karadeniz'de can pazarı yaşıyor.
Her yıl yaşanan olaylar ne yazık ki, yine can almaya ve boğulma vakalarına sahne oluyor.
Şu ana kadar deniz mevsiminin başlamasıyla birlikte sadece Samsun'da yaklaşık 15 kişi boğularak yaşamını yitirdi.
Can kurtaran olan bölgelerde boğulma tehlikesi geçirenlere anında müdahale edilse de, oldukça uzun bir sahile sahip Samsun denizi, gün geçmiyor ki yeni bir acı haberle anılmasın.
Yüreği parçalanıyor insanın.
Hele ki ailesinden birini kurtarmak isterken, aynı aileden çoklu boğulma vakalarına da sahne oldu bu yıl Samsun.
Çünkü rip akıntısından kurtulmak ve kurtarmak isterken, nasıl kurtulacağını bilmediğinden, kurtulmak ya da kurtarmak isterken, bilmeden ölümcül hatalar yapılıyor.
Samsun Valiliği bu konuda her yıl defalarca uyardı ama yetmiyor.
Her yıl da bu uyarılar tekrarlanıyor.
Rip akıntısı yani, 'denize çeken akıntıya karşı yüzmek' eğer nasıl kurtulacağını bilmiyorsan, profesyonel yüzücü olsan da imkansız.
Bu bir gerçek.
Bilim insanlarına göre rip akıntısına maruz kalanlar daha çok, 'Ben sığ yerdeyim bana bir şey olmaz diyenlerin başına geliyor'.
Çünkü rip akıntısı kıyılardan alıp, kum çekilmesiyle açığa götüren çok güçlü bir çeken akıntı.
Kıyıya doğru yüzüp kurtulmak için çabalamak ise yapılan en büyük hata.
Bu konuda uyarı amaçlı hazırlanmış alıntı bir grafik de vereceğim ancak; bu akıntıdan kurtulabilmenin yolu öncelikle telaş yapmadan, kıyıya çıkmaya çalışmanın aksine akıntının yönünden kurtulmak için yana doğru yüzmek.
Suyun rengi bozuksa, düzenli bir şekilde köpükler dalgalarla birlikte kıyıya doğru geliyorsa, rip akıntısı ihtimali vardır, denizden uzak durmak gerekiyor.
Bu artık hafızalara kazınmalı.
30-40 saniye ile 2 veya 3 dakika arasında sürecek bu akıntı sırasında su üstünde kalabilmek ve kıyıya paralel olarak yüzmek en doğru kurtuluş yolu olarak biliniyor.
Kayalık yerler, mendireklerin yakınları rip akıntılarına uygun yerler olduğundan, daha güvenli, can kurtaranı olan, bayraklı plajlar tercih edilmelidir.
Şile, Kilyos, Sinop Sarıkum ve Samsun Atakum kıyıları bu tip akıntıları ile ve boğulma vakalarıyla gündeme gelen sahillerdir ve dikkatli olunmalıdır.
Bu konuda çok anlatımlar oldu ama maalesef özellikle ilimize şehir dışından gelenler Çorum, Amasya, Tokat gibi iller çoğunlukta olmak üzere yazık ki bu kabusu yaşıyorlar.
Ama bir şeyler yapmak lazım.
Bu can kayıplarına seyirci kalınamaz.
Uyardık demek yetmez, dahası olmalı.
Demek ki bir şeyler eksik ki, halen can kayıpları yaşanıyor. Ve ardı arkası kesilmiyor.
Dalgalı ve rip akıntısı olduğu zamanlar denize girmeyi yasaklamak belki bir önlem gibi görünse de denetlenmesi çok kolay değil.
Sahilin her noktasına, polis ve jandarma görevlendirmekle de olmaz.
Öncelikle rip akıntılarının en çok yaşandığı ve denize girmenin tehlikeli olduğu yerlerin haritası çıkarılıp; konumuz Samsun olduğundan, Samsun sahilinin riskli bölgelerine görülebilir panolar konulmalı.
Rip akıntısı ile ilgili bilgiler ve bir tehlike anında neler yapılacağıyla ilgili bilgiler de verilmeli.
Ve en önemlisi komşu illerde, ilçelerde yerel gazetelerde, internet sitelerinde, rip akıntısının ne olduğu ve tehlike anında neler yapılacağıyla ilgili uyarı yayınları yapılmalı.
Gerekirse Samsun Büyükşehir Belediyesi, Samsun sahilinde piknikçilere, sezon başladığında broşürler dağıtmalı.
Bir can kurtulsa az şey mi?
Ateş düştüğü yeri yakar.
Samsun Valiliği rip akıntısı yaşanabilecek yerlerde mendirek yakınlarında, kayalıklarda ve havanın bozuk ve akıntıya uygun olduğu günlerde, denize girmeyi yasaklamalı.
Denize girilmesi yasak olan bölgelerde denetim yapılmalı.
Uyarıcı, açıklayıcı levhalar ve yazılı anlatımlar sahilde yaygınlaştırılmalı.
Komşu illerin Vali ve kaymakaamlarının da bu konuyu, 'önemli bir uyarı' olarak en azından TR83 bölgesinde (Samsun'un da içinde yer aldığı, Çorum, Amasya, Tokat), medya aracılığıyla duyurmalı ve dikkat çekecek uyarılar yapılmalı.
Yazıktır, Karadeniz'i bilmeyen aileler, gezmek, dinlenmek ve serinlemek için geldiği sahilde can bırakıp gidiyorlar.
Samsun Büyükşehir Belediyesi, yaz aylarına ilişkin olarak cankurtaran sayılarını da artırabilir.
İnsan canından daha önemli ne olabilir ki.
Kaldı ki, deniz içinde motorlarla gezen cankurtaran sayıları da yaz aylarında gönüllü ya da ücretli olarak çoğaltılabilir.
Denize girilebilecek yerlerle ilgili zaten çalışma yapılıyor ancak, girilemeyecek, tehlikeli yerler konusunda da tedbirler alınması artık kaçınılmazdır.
Vatandaşın can ve mal emniyetini güvence altına almak devletin zaten her koşulda görevi olduğu kadar da ödevidir.
Bu konuda neler yapılabileceğiyle ilgili çalışmalar, sezon başlamadan önce çalıştaylar yapılarak, alınan kararlar, sürekli uyarı niteliğinde belli aralıklarla açıklanmalıdır.
Açıklanmalı ki, duymayan duysun, unutan hatırlasın, duyan duymayanı uyarsın.
Çünkü her yıl, boğulma vakaları olacağı belli olmasına rağmen, yine özellikle komşu illerden gelenlerden bazıları bu tehlikeyi yaşıyor.
Nasıl önlenir, cennetten bir köşe olan sahillerimiz nasıl daha güvenilir hale getirilir, bu konuda biz basın mensuplarının da yapması gereken ne varsa, bir görev olarak yerine elbette getiririz.
Ve zaten bu yazıyı da, belki geniş kitleler okur, bilgilenir, daha dikkatli olur diye yazma gereği duydum.
Son günlerde özellikle hafta sonları bu haberleri duymak gerçekten çok üzücü.
Samsun Valisi Orhan Tavlı'nın bu konuda çevre illerin valilerini uyaracağından hiç kuşkum yok.
Çorum Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı,
Tokat Valisi Abdullah Köklü,
Ve Amasya Valisi Yılmaz Doruk da;
Karadeniz'e serinlemek için gidecek vatandaşlarını, 'denizde açılmamaları, rip akıntısı ve riskler konusunda uyarmalıdır’.
Sığ sudan derin suya hareket eden oldukça kuvvetli rip akıntısı (çeken akıntı), onca can kaybına ve uyarıya rağmen halen can alıyorsa, farklı yöntemlerle uyarının daha yaygınlaştırılması şarttır.
Şahsen ben ve çevremdeki birçok kişi, Samsun'un denizini bildiğimizden, denizin iyi olmadığı zamanlarda denize girmez veya cankurtaranların olduğu güvenli yerlerde denize gireriz.
Asıl tehlikeyi yaşayanlar ne yazık ki dışarıdan gelenler ve Karadeniz'i bilmeyenlerdir.
O nedenle Samsun’un bu konuda üzerine düşeni yaparak uyaran olması, tedbirleri alması gerekir.
Umarım bu yazım, uyarılarım birilerinin dikkatini çeker de;
Gerekli önlemler alınır.
Turizm cenneti Atakum'un bu şekildde acı olaylarla anılmaması için;
Valilik ve Büyükşehir'in yanı sıra, Atakum Belediyesi'nin de yapması gerekenler olduğunu düşünüyorum.